Êzîdî Koordinasyonu Üyesi Zeki Şengali, Türk devletinin askerlerini Musul’a göndermekle “Bir sömürgeci olarak Kürdistan üzerindeki sömürü ve işgalini derinleştirmek” istediğini söyledi.

11 Aralık 2015 Cuma, ŞENGAL / ANF – MEHDİ DOĞAN

Êzîdî Koordinasyonu Üyesi Zeki Şengali, Türk devletinin askerlerini Musul’a göndermekle “Bir sömürgeci olarak Kürdistan üzerindeki sömürü ve işgalini derinleştirmek” istediğini söyledi.

“DAİŞ’le bir olan bir gücün gelip pêşmergeyi eğitmesi akıl karı mı?” diye soran Şengali, “Bu durum; kuzuyu, koyun postu giymiş kurda teslim etmektir. Türk askerinin birkaç saat bile Başika’da kalması tehlikelidir” şeklinde konuştu.

Êzîdî Koordinasyonu Üyesi Zeki Şengali, Türk devletinin işgal ve tehdidin yanı sıra işbirlikçileriyle birlikte Êzîdîleri mültecileştirip yurtsuzlaştırmaya çalıştığını belirterek, “Yurdumuzu terk etmek, yurdumuza dönmemek, başkalarının himayesine sığınmak çare değildir. Êzîdîlerin özgürlüğünü sağlayacak, koruyacak olan Êzîdîlerin kendisidir” çağrısında bulundu.

Êzîdî Koordinasyonu Üyesi Zeki Şengali, ANF’nin sorularını yanıtladı.

Türk askerlerinin Başika’ya gelişinin belli bir plan çerçevesinde gerçekleşen bir işgal hareketi olduğunu belirten Şengali, Êzîdîlerin toprağı olan Başika’ya gelmelerinin tarihsel hafızadan ayrı ele alınamayacağını söyledi. “Êzîdîlerin tarihte yaşadıkları 74 fermanın 67’si Osmanlıların marifetiydi. O günkü zihniyet ile bugünkü Türk devlet zihniyeti aynıdır. Son işgal de tarihsel arka plandan kopuk değerlendirilemez” diyen Şengali, şöyle devam etti: “Erdoğan her şeyiyle Kürtlere düşmandır. Kürtlerin kazanımlarına, statü mücadelelerine dönük tüm açıklamalarıyla net bir şekilde söylüyor da. Êzîdîlik de Kürtlüğün kök hücresi olduğu için Êzîdî topraklarını işgal ederek, sürekli bir tehdit pozisyonu oluşturmak istiyor.”

Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kuzey Irak gibi bir Kuzey Suriye’nin oluşmasına izin vermeyeceğiz” deyip kırmızı çizgiler ilanının bütün Kürtler için büyük bir ibret olduğunu kaydeden Şengali, “Türk devleti kendisi ile işbirliği içinde olan Kürtlere de karşıdır. Güney Kürdistan’daki varlığı, Kürt kazanımlarını berhava edebilmeye yönelik konuşlanmadır” dedi.

MUSUL KERKÜK HAYALİ

Türk devlet zihniyetindeki yayılmacılığa ve içlerinde ukde kalan Musul-Kerkük hayaline işaret eden Zeki Şengali, böyle bir devletin Kürtleri destekleyip eğitmek gibi bir derdinin olamayacağını söyledi. “Kendine düşman gördüğü bir güce yardım etmeleri eşyanın tabiatına terstir. Aksine önümüzdeki süreçte Türkmenleri ve Sünnileri örgütleyip Musul ve Kerkük hattında Kürtlere karşı kullanmak için ön hazırlık yapıyor” diyen Şengali, Osmanlılardan sonra askeri olarak ilk defa Türklerin Musul topraklarına ayak bastığının altını çizdi. Türk aklının, Musul-Kerkük’ü halen kendi toprağı olarak gördüğünü, bu emelinden vazgeçmediğini “Misak-Milli” atıfta bulunarak hatırlatan Şengali, “Oysa Musul-Kerkük, Kürtlerin ana yurdunun parçalarıdır” dedi.

SÖMÜRGECİ İŞGALİN DERİNLEŞTİRİLMESİ

DAİŞ’in bugün Kürtler karşısındaki bütün mevzilerde kırıldığını, savaşma iradesinin kalmadığını anımsatan Şengali, dolayısıyla Musul’da çembere alınmış durumda olduğunu ifade etti. Şengali, Türk devletinin DAİŞ ile mücadele adı altında askerlerini Musul’a göndermekle aslında şunu yapmaya çalıştığını söyledi: “Bir sömürgeci olarak Kürdistan üzerindeki sömürü ve işgalini derinleştirmek.”

TEL AFER MERKEZLİ TEHDİT

Türk devletinin Kerkük ve Musul’daki BAAS artığı olmakla birlikte DAİŞ ile ‘dost güç’ kategorisinde olan Sünni Arapları örgütleyerek ‘Sünni blok’ oluşturmaktan vazgeçmediğini dile getiren Şengali, şöyle devam etti: “Türk devleti, DAİŞ’in zayıfladığını ve biteceğini artık görüyor. Tel Afer’i Sünni Türklük adına kendi merkezi haline getirip bölge üzerindeki etkisini güçlendirmeyi amaçlıyor. Başika’da egemenlik kurup Şêxan ve Tel Afer’i ele geçirdin mi Şengal üzerinde rahatlıkla denetim kurabilirsin.”

DAİŞ İLE TC ARASINDA FARK YOK

Êzîdîler için hem tarihsel bellekteki yeri hem de güncel pozisyonu itibariyle Türk devleti ile DAİŞ arasında hiçbir fark olmadığını vurgulayan Zeki Şengali, “Şu anda Êzîdî topraklarına girmişler. Êzîdîlerin Türk devleti ile yan yana yaşamaya tahammülü yoktur. Türk devleti, DAİŞ çetesini savunan, besleyen, yardım eden ve uluslararası arenada Koalisyon Güçlerine karşı ince bir siyasetle koruyan devlettir” diye konuştu.

2007 yılında Siba Şêx Xidir ve Gir Izer’de yapılan katliamların Türk İntikam Tugayı tarafından üstlenildiğini hatırlatan Şengali, Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Êzîdîlik ve Zerdüştîliği Kürtlere hakaret için ve Kürt Özgürlük Hareketi’ni suçlamak için kullandığını söyledi.

ÇOK YÖNLÜ İNSANSIZLAŞTIRMA

Türk devletinin Şengal yakınlarına da güçlerini aktardığı iddiasına dikkat çeken Şengali, böylece Êzîdîlerin yurtlarına dönüşünün engellendiği gibi mülteci durumundakileri de Avrupa’ya yönlendirdiğini kaydetti. Bu çok kirli siyasete maalesef bazı Kürt güçlerinin de aracı olduğunu belirten Şengali, Êzîdîleri bir kez daha uyardı.

PDK’NİN YANLIŞLAR ZİNCİRİ

Türk ordusunun 1992’den beri Güney’e yerleştirildiğini; Bamernê, Şeladizê ve başka yerlerde konuşlandırıldığını anımsatan Şengali, 24 yıldır sessiz kalındığı için devamının da geldiğini söyledi. Şengali, “Bugün Türk devleti rahatlıkla yeniden asker gönderiyor” dedi.

Türk devletinin Güney’deki mevcut varlığından rahatsız olmayan PDK’nin, bu yayılmacılığın önünü açtığını belirten Şengali, şu paradoksa dikkat çekti: “PDK, Türk devletini Kürdistan’a, Êzîdîlerin kutsal mekanlarına davet ediyor ama Kürtlüğü savunan, Kürtlüğü korumak için her zaman şehit veren, katliama maruz kalmış Êzîdî halkına sahip çıkan, kucaklayan, Kürdistan toprağını savunan güce buradan çık diyebiliyor. Nasıl olur da Kuzey Kürdistan’da her gün Kürt kadınları ve çocuklarını katleden, şehirlerini bombalayan; Nusaybin, Farqin, Cizir, Gever ve Sur’u adeta Şengal ve Kobanêleştirerek katliam yapan, Kürt düşmanı/insanlık düşmanı, DAİŞ’i besleyen ve onunla her türlü ilişkiyi geliştiren Türk devletini Kürdistan’a davet edebiliyor? Nasıl olur da bunların elinden tutup onlarca tank, panzer ve zırhlı araçla Kürdistan’a getirebiliyor?”

Güney Kürdistan halkının da bunları görüp ayağa kalkması gerektiğini dile getiren Zeki Şengali, pêşmergenin savaşıp şehit düştüğü DAİŞ’in Türk devleti ile dostluğuna işarete ederek, “DAİŞ’le bir olan bir gücün gelip pêşmergeyi eğitmesi akıl karı mı? Bu durum; kuzuyu, koyun postu giymiş kurda teslim etmektir. Bunda Kürt halkının hiçbir çıkarı yoktur. Osmanlıcılığın ve Turancılığın dışında hiç kimseye faydası yoktur” dedi.

Sadece yeni gelen Türk askeri tek değil, tüm askeri varlığına son verilmesi gerektiğini vurgulayan Şengali, “Türk askerinin değil birkaç yıl birkaç saat bile Başika’da kalması tehlikelidir” şeklinde konuştu.

YARIN PDK’YE TEKMEYİ VURUR

Sömürgeci Türk devletini getirip Kürdistan’a konuşlandıranların Kürtlere nasıl öncülük edebileceğini soran Şengali, “Kuzey Kürdistan’da her gün halkımızı katledenler hiçbir şekilde halkımıza dost olamazlar. PDK’ye de dost olamazlar. PDK’ye yaklaşımları taktikseldir. Daha fazla kullanma temelindedir. Bugün kullanır ama yarın tekmeyi vurur. Dostlukları bu kadardır. Kürdistan tarihi bunun örnekleriyle doludur” dedi.

Zeki Şengali, son olarak Êzîdîlere şu çağrıda bulundu: “Yurdumuzu terk etmek, yurdumuza dönmemek, başkalarının himayesine sığınmak çare değildir. Êzîdîlerin özgürlüğünü sağlayacak, koruyacak olan Êzîdîlerin kendisidir. Kürtlerin birliğidir. Örgütlü olmayan, kendi içinde organize olmayan bir toplumun üzerindeki tehdit ve tehlike bitmez. Dağılmayalım, yurdumuza dönelim, köklerimiz üzerinde büyüyelim. Şengal merkezli birlik olalım, öz savunmamızı daha güçlü oluşturalım.”

F
E
E
D

B
A
C
K